Yapay zeka teknolojilerinin eğitim dünyasındaki hızlı gelişimi, Türkiye'de de öğrenme süreçlerini ve öğretmen-öğrenci deneyimlerini dönüştürmeye devam ediyor. Bu dönüşümde 'dönüşüm' ve 'entegrasyon' kavramlarının doğru kullanılması büyük önem taşıyor. Yapay zeka ile tam bir dönüşüm, sistemin kökten değişimi anlamına gelirken, entegrasyon mevcut yapıya yeni teknolojilerin eklenmesiyle verimlilik artışını ifade eder. Eğitimde duygu, empati ve insan faktörünün önemi göz önüne alındığında, entegrasyon daha uygun bir yaklaşım olabilir.
Kişiselleştirilmiş öğrenme modelleri, yapay zekanın eğitimdeki en önemli uygulamalarından biri haline geldi. Bu modeller, öğretmenlere öğrencileri daha iyi analiz etme ve öğrencilere 7/24 öğrenme imkanı sunuyor. Yapay zeka destekli sistemler, öğrenme hızını ve seviyelerini analiz ederek öğrencilerin bireysel ihtiyaçlarına uygun içerikler sunulmasını sağlıyor. Ancak, dijital uçurum riski ve altyapı yetersizlikleri, bu teknolojilerin verimli kullanımını engelleyebilir. Özellikle kırsal bölgelerdeki okullar için teknolojiye erişim zorluğu, fırsat eşitsizliği yaratabilir.
Yapay zeka entegrasyonuyla birlikte öğrenci ve öğretmen verilerinin güvenliği de kritik bir konu haline geliyor. Altyapı yatırımlarının artırılması, öğretmenlerin ve öğrencilerin dijital entegrasyona hazırlanması, Türkiye'nin eğitim alanında küresel rekabette etkin bir rol oynaması için büyük önem taşıyor. Milli Eğitim Bakanlığı ve Yükseköğretim Kurulu gibi kurumların yapay zeka tabanlı müfredat ve dijital eğitim programlarıyla okulları desteklemesi, geleceğin eğitimini şekillendirecek önemli adımlardan biri olacaktır.
