Uludağ Enerji Zirvesi'nde konuşan yetkili, Türkiye'nin elektrik piyasasında hem Avrupa hem de dünya genelinde öncü konuma geldiğini belirtti. Paris İklim Anlaşması çerçevesinde 2053 yılına kadar karbonsuz bir dünya hedefleyen Türkiye'nin, yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelerek bu taahhüdünü yerine getirmeye çalıştığı vurgulandı. Bu kapsamda, güneş ve rüzgar enerjisi üretimine hız verilerek, iklim hassasiyeti göz önünde bulundurularak yeni yatırımlar yapıldığı ifade edildi. Amaç, ülkeye gelir getirecek bir sanayi alanı oluşturmak ve kesintisiz, verimli, kaliteli, düşük maliyetli enerji sağlamaktır.
Enerji sektörünü etkileyen temel faktörlerin ekonomi ve iklim olduğu belirtilirken, artan ekonomik gelişmeler ve iklim değişikliğiyle mücadele çerçevesinde enerji talebinin arttığına dikkat çekildi. Sanayicilerin ucuz, verimli ve kesintisiz enerji taleplerini karşılamak adına yatırımlar yapıldığı ve yenilenebilir enerji yatırımlarına hız verildiği aktarıldı. Türkiye'nin bu iki hassasiyeti göz önünde bulundurarak enerji politikalarını geliştirdiği ve eylemlerini hayata geçirdiği ifade edildi.
Türkiye'deki enerji piyasasının dönüşümüne de değinilerek, özel sektör santrallerinin payının arttığına dikkat çekildi. 2000 yılında kamu payının %85 iken günümüzde %20'lere gerilediği belirtildi. Türkiye'nin 2035 hedeflerine ulaşmak için gerekli mevzuat düzenlemelerinin yapıldığı ve yatırım ortamının iyileştirildiği ifade edildi. Şu an yenilenebilir enerji kaynaklarında Avrupa'da 5., dünyada 11. sırada olan Türkiye'nin hedefi, 2035'e kadar daha üst sıralara yükselmek ve yenilenebilir kaynaklardan enerji tedarikini artırmaktır.
