Ramazan ayının gelmesiyle birlikte iftar sofraları ve bu sofraların vazgeçilmezi olan pide, Türk kültüründe ayrı bir öneme sahip. İftar sofraları, zengin ya da yoksul fark etmeksizin, bir araya gelme ve paylaşma coşkusunu yaşatır. Bu sofraların zenginliği, çeşit çeşit lezzetlerle birleşir ve oruç tutanların gün boyu beklediği anı taçlandırır. İftar sofralarının büyüsü, sadece yiyeceklerle sınırlı kalmaz; aynı zamanda aile bağlarını güçlendiren, dostlukları pekiştiren bir atmosfer sunar.
Ramazan pidesi ise bu sofraların olmazsa olmazıdır. Fırınların önünde oluşan uzun kuyruklar, pidenin ne kadar özlendiğinin ve talep gördüğünün bir göstergesidir. Pidenin kokusu, sıcaklığı ve lezzeti, insanları adeta büyüler. Geleneksel yöntemlerle hazırlanan pide, mayası, hamuru ve pişirme tekniğiyle diğer ekmeklerden ayrılır. Pidenin tarihi de oldukça derinlere uzanır; mayalı ekmekten pideye geçiş süreci ve zaman içindeki değişimleri, pidenin kültürel değerini daha da artırır.
Pidenin çeşitliliği ve hazırlanış şekilleri de zengin bir mirası yansıtır. Yumurtalı, yumurtasız, susamlı veya çörek otlu gibi farklı seçenekler sunulur. Pide ustalarının hünerleri ve farklı yörelere özgü tarifler, pide kültürünü zenginleştirir. Ramazan pidesi, sadece bir yiyecek olmanın ötesinde, bir gelenek, bir hatıra ve bir lezzet şölenidir. Bu nedenle, iftar sofralarının vazgeçilmezi olarak kalmaya devam edecektir.
