Günlük hayatta karşılaştığımız sayısız tereddüt arasında, en zoru sevdiklerimizin hayatı ve ölümü üzerine karar vermek olabilir. Bu karmaşık duygular, Selman Nacar'ın yönettiği "Tereddüt Çizgisi" filminde çarpıcı bir şekilde işleniyor. Film, beynin ölümü gerçekleşmiş bir yakının organ bağışı konusunda karar verme ikilemini merkezine alarak, izleyiciyi kendi tereddütleriyle yüzleşmeye davet ediyor.
Film, bir ceza avukatı olan Canan'ın, annesinin hastalığı nedeniyle İstanbul'dan Uşak'a gelişiyle başlar. Canan, hem annesinin yaşam mücadelesine tanık olurken hem de bir cinayet davasıyla uğraşır. Mahkemede, patronunu öldürmekle suçlanan bir işçiyi savunurken, adaletin sorgulandığı bir ortamda çaresizlik hisseder. Erkek egemen bir sistemin baskısı altında, ilkelerinden ödün vermeden mücadele etmeye çalışırken, adaletin sağlanıp sağlanamayacağı konusunda derin bir tereddüt yaşar.
Film, Canan'ın içsel çatışmalarını ve tereddütlerini ustalıkla yansıtırken, izleyiciyi de kendi ikilemleriyle baş başa bırakıyor. Son sahnede, Canan'ın annesini solunum destek ünitesinden ayırma ve organ bağışına izin verme kararı, filmin en çarpıcı noktalarından biri olarak öne çıkıyor. Bu karar, etik ve ahlaki değerler üzerine derin düşüncelere sevk ederken, izleyicinin kendi hayatındaki benzer durumlar karşısında nasıl bir tutum sergileyeceği konusunda bir farkındalık yaratıyor. MUBI'de izlenebilen film, Tülin Özen'in etkileyici oyunculuğuyla dikkat çekiyor.
